top of page

 Doç. Dr. Kültegin Ögel

 

Alkol Bağımlılığının Özellikleri

 

Tolerans

Bütün bağımlılar alkole düşük dozlarda başlarlar. Ancak bu dozu kısa zamanda arttırmak zorunda kalırlar. Çünkü istedikleri etkiye ulaşabilmeleri için dozu devamlı artırmaktan başka çareleri yoktur. Artık kullandıkları ilk doz ile bekledikleri etkiye ulaşamamaktadırlar. Sürekli olarak aynı miktarda kullanılan maddenin kişi üstünde yarattığı etkinin azalmasına tolerans denir. Aynı miktarda kullanılan alkol aynı etkiyi göstermemeye başlar. Beklenen etki ortaya çıkmayınca rahatlama sağlanamaz.

Kimi zaman yeterli alkol alınmayışına bağlı olarak bazı belirtiler görülebilir. Beklenen etkinin azalmasına bağlı olarak, kişi çoğunlukla kullandığı alkolün dozunu artırmak gereksinimi duyar.

Yoksunluk

Sürekli içki içen kişiler bir süre sonra, alkolün kötü etkilerine karşı daha dayanaklı bir hale gelirler, daha fazla içki içme ihtiyacı duyarlar. Bu etkiler başlamadan önce hemen alkol almak isteyebilirler.

Gittikçe artan miktarlarda alkol tüketimi bazı alkoliklerde görünürde sarhoşluk yapmaz. Bu kişiler, hayatlarına, iş ortamında ise günlük çalışmalarına devam ederler; fiziksel durumlarında çok ciddi aksamalar oluşmadıkça dışarıdan alkol etkisinde oldukları fark edilmez. Çoğunlukla, bu kişiler bir başka sebepten hastaneye kaldırılırlar ve böylece alkolün vücutlarında yaptığı tahribat ortaya çıkar.

Alkole psikolojik bağımlılık, içkinin sürekli içilmesiyle oluşur, içki içilmediği zamanlarda kişinin psikolojisi farklılık gösterir. Ayrıca, bazı şartlarda mutlaka içki içen insanlarda da psikolojik rahatsızlık oluşabilir.

Örneğin bazı sosyal etkinliklerde içki içmeyi adet edinmiş kişiler olabilir. Bu tür bağımlılık daha çok alkol alındığında ortaya çıkan psikolojik rahatlamadan kaynaklanmaktadır. Psikolojik olarak alkole bağımlı kişiler içki içmedikleri zaman, endişeli ve panik içinde olurlar.

Fiziksel bağımlılık aşırı derece alkol tüketenlerde oluşur. Vücutları, alkolün varlığına alıştığı için, içmeyi durdurdukları anda fiziksel rahatsızlık duymaya başlarlar. Bunlar arasında hafif olanlar uykuya dalmakta güçlük, rahatlayamama, gerginlik, huzursuzluk sayılabilir.

Daha şiddetli olanlar aşırı terleme, titreme, nabzın 100’ün üstüne çıkması, uykusuzluk, bulantı, kusma, alkolü bıraktıktan sonraki 1-2 gün içinde halüsinasyonlar, epileptik nöbetler, anksiyete, psikomotor ajitasyon şeklinde görülebilir.

Uzun süre fazla miktarda alkol alan kişilerde alkolü kestikten 2-3 gün sonra ortaya çıkabilen, Deliryum Tremens denilen ve ölüm riski taşıyan bir durum oluşabilir. Bilinç ve konsantrasyon bozukluğu, görsel halüsinasyonlar (gerçekte var olmayan şeylerin görülmesi), bulunduğu zamanı ve yeri karıştırma ile kendini gösterir. İlk başlarda hızlı, sonraları dalgalı bir ilerleme gösterir.

Başarısız bırakma girişimleri

Bağımlı olan kişi kullandığı alkolü birçok kez bırakma girişiminde bulunmasına rağmen o maddeyi tam olarak bırakamaz, tekrar kullanmaya başlar. Bırakır, tekrar başlar. Ondan tam olarak uzaklaşamaz. Bu kısır döngü sürüp gider. Bırakma girişimlerinin süresi genelde kısadır.

Kişi kullandığı maddeyi bıraktıktan sonra eğer bir yıldan az süre geçmiş ise, o zaman buna “erken bırakma” dönemi olarak adı verilir. Eğer bırakma dönemi bir yılı geçtiyse, o zaman kişi tam olarak bırakmış sayılır. Çünkü, bıraktıktan sonraki ilk bir yıl içinde, tekrar alkol kullanmaya başlama oranı çok yüksektir.

Zarar görmesine rağmen kullanmaya devam etmek

Kişi, arkadaşlarıyla, ailesiyle ilişkilerinde zararlarını görmesine rağmen madde kullanmayı sürdürür. Toplum giderek onu dışlar, okul ve iş başarısı düşer, hastalıklara yakalanır. Örneğin akşamları alkol alımından dolayı sabahları zamanında işe gidemez ve idari sorunla karşılaşır. Ancak tüm bunlara rağmen, bazı mazeretlere sığınır ve  kullanmaya devam eder. Sosyal zararlarının yanında ekonomik zararlara uğramasına, başının yaslarla derde girmesine rağmen madde kullanımını bırakamaz ve devam eder.

Alkole zamanın büyük bölümünü ayırmak

Akşam saat altıda içki sofrasının başına oturup, gece 24’e kadar içen bir kişiyi düşünün. Uyku saatlerini çıkaracak olursak, günün üçte birini alkol içerek geçirdiğini anlarız. İşte zamanının büyük bölümünü harcamak buna denir. Akşamcılar için bu geçerli bir durum. Eğer bağımlılık belirtilerinden başka iki belirti daha varsa, o zaman bu tip akşamcılara bağımlı diyebiliriz.

Tasarlandığından fazla kullanmak, kontrol edememek

Örneğin kişi “bu akşam iki kadeh içeceğim” diye masaya oturur. Ancak o gece yine bir küçük şişe içmiştir. Kişinin madde kullanımı üstündeki kontrolü kalkmıştır. Bir anlamda kullandığı madde kontrolü ele geçirmiştir.

 

Bu belirtiler şiddetlendiğinde alkolizm tehlikesi kapıdadır…

bottom of page